Ölümsüzlüğe Giden Yol : Bingöl
Aldık kalemi ele, düştük yola. Döne dolaşa geldik Bingöl'e.
Sorduk, soruşturduk dinlediklerimizi bir bir size anlatalım diye. Öyle çok
efsane dinledik ki Bingöl'de, bir değil, bin tane. İsterseniz önce adından
başlayalım, birkaçını bu diziye dökelim: Bingöl'de sıra dağlar, dağların
üzerinde de büyüklü küçüklü sayısız krater gölleri var...
Bingöl'de "ab-ı hayat" arana dursun, biz inelim Bingöl'ün, göz alabildiğine yeşil, ünlü yaylalarına. Gerçekten de Bingöl yaylaları, ilkbaharda bir yer yüzü cennetidir. Bingöl'de bahar, bir başka bahar. Bingöl baharını yaşayan, renklerden, çiçeklerden, kokulardan esinlenen nice ozanlar, Bingöl'ün baharına özlem duyarlar. Bakınız şairimiz Feyzi Halıcı "Bingöl'de Bahar" şiiriyle bu özlemi nasıl dile getirir...
Bingöl yaylalarının geniş otlaklarında, adım başı sürülere rastlanır. Her sürünün başında bir çoban, her çobanın elinde bir kaval vardır. Her kavaldan bir ses dökülür. Yanık yanık, uçsuz - bucaksız yaylalara. Bu ses, gönülden dökülür kavala, umutsuz bir aşkın yürek yürek içli nağmeleridir. Bir de efsanesi vardır çoban kavalının, bunu söyleşir herkes Bingöl yaylalarında...
Devamı >>>
Sülbüs Dağı Yayladere ilçesi'nin Kuzey Batısında yer almaktadır...
Devamı >>>
Sülbüs Dağı Efsanesi
Bu sebepten dolayı dağ hakkında çeşitli efsaneler anlatılır.
Rivayete göre; "Sülbüs" adındaki genç bir delikanlı,
"Starı" adındaki güzel bir kıza aşık olur. Araya giren bir cadı
bunların evlenmesine engel olur. Oğlan aşkından verem hastalığına yakalanarak
ölür. Bu üzüntüye dayanamayan kız da çok geçmeden ölünce vasiyeti üzerine
sevgilisinin yanına gömülür.
Devamı >>>